İzmir’in önemli firmalarından biri olan Terbay’ı kurdu


İzmir’de 1954 yılında ilkokuldan beri arkadaşı olan Mithatpaşa Sanat okulunu beraber bitirdiği Kemal BAYSAK’la 12 m² lik bir dükkânda TERBAY’ı kurarak soğuk demircilik mesleği ile iş hayatına başlamıştır.

Tercan mezun olduktan sonra Devlet işlerinde görev alması için çok imkanları olmasına rağmen mizacı gereği bir yere bağlı olarak çalışmaktansa Kemal Baysak ‘la kurduğu TERBAY’da hayat mücadelesi vermeyi seçmiştir. Terbay otomotiv sektöründen ağır iş makineleri hareketli parçalarının imalatına kadar pek çok alanda yüzlerce ürün gamıyla hizmet vermeyi sürdüren ve bugün özellikle imalatının %90 nını yurt dışına ihraç etmekte Ülkenin menfaati olan döviz girdisi ile ülke ekonomisine önemli bir katkı sağlayan ve bundan son derece iftihar eden güçlü bir İzmir firmasıdır. Kuruluşu 12 m² lik bir dükkanda başlayan daha sonra rahmetli Salih Baysak'ın yine bilayre rahmetli Şükrü Baysak'ın katılımlarıyla Terbay dört ortaklı bir şirket olmuştur. Bugün 54 bin m² içerisinde muazzam bir fabrikada faaliyet gösteren TERBAY'ın başında ikinci kuşak bulunmaktadır. Kemal Baysak'ın oğlu Abdullah Baysak, Cemal Tercan’ın oğlu Bülent Tercan, rahmetli Şükrü Baysak'ın oğlu Levent Baysak işlerin başına geçmiş yurt içinde ve yurt dışında güvenilir bir firma olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.

Esnafın İçinde tam 61 yıl!


Bir yandan iş hayatını sürdüren ve para kazanmaya başlayan Cemal Tercan, bir yandan da sosyal hayattaki aktifliğini, insanların yararına ve onların menfaatlerine sunmayı planlamıştır. Nitekim, Tercan 1956 sonu 1957 yıllının başında İzmir Demirciler Derneğinin yapılan kongresinde Başkanlığa seçilmiştir. Bu gelişme Cemal Tercan’ın esnaf ve sanatkarların içinde 61 yıl süren yolculuğunun başlangıcıdır.

Tercan başkan seçilir seçilmez, ilk iş olarak Dernekte bütün alışılmışın dışında dernek üyelerine mesleki bilgi ve çalışmalarını başlatmış, ayrıca Demirciler Derneği üyelerine mesleklerinin babadan görme usulüne ilaveten mesleki teknik bilgileri içeren “ÖRS” adında dergi çıkarmıştır.

O tarihlerde ülke ekonomik sıkıntılar içerisinde bulunması nedeniyle gerekli olan dışa bağlı ihtiyaçları karşılamakta sorunlar yaşıyordu. Valilik ihtiyaçların yetersiz kalması sebebiyle az sayıda bulunan bu mesleki ihtiyaç malzemelerini ( sac, her çeşit profil, karpit, elektrot vb.) komisyon marifetiyle mevcuda göre çok az miktarlarda veriyordu. Bu da esnafın iş yapmasını para kazanmasını zora sokuyordu. Dernek başkanı olarak Cemal Tercan, bu komisyona ( bu komisyon Sanayi Odası Başkanı, Ticaret Odası Başkanı ve İzmir Küçük Sanatkarların temsilcisinden oluşmaktaydı) esnaf ve sanatkarların temsilcisi olarak katılmaya başladıktan sonra esnaf ve sanatkarların haklarının komisyonda kısıtlanmasını önlemiş ve komisyondan esnaf ve sanatkarların haklarını elde etmeye başlamıştır. İzmir ‘de oluşan bu tevzii komisyonu başkanı Vali muavini Enver Koray, Sanayi Bakanlığı temsilcisi Osman Kibar, Ticaret Odası temsilcisi Şevket Filibeli ile Mehmet Karaoğlu, İzmir esnaf ve sanatkarlarının temsilcisi o tarihte 24 yaşında olan Cemal Tercan idi. Cemal Tercan komisyonda tevzii edilen bu malzemelerin yetersizliğini görünce esnaf sanatkarların ihtiyaçlarını karşılayacak malzemelerin teminini hem vilayet hem de Ankara’da Bakanlıklar kanalıyla çeşitli ölçülerdeki sac, profilleri vb. ihtiyaçları İzmirli esnaf ve sanatkarlara ulaşmasını sağlayarak bu dönemde İzmirli esnaf ve sanatkarların malzeme ihtiyaçları sebebiyle mağdur bırakmadığı gibi o zorlu yıllarda mutlu bir iş dönemi yaşamışlardır.

Tercan bu arada daha önceden İzmir’de kurulmaya teşebbüs edilmiş ancak atıl bırakılan İzmir esnaf sanatkarlar dernekleri Birliği’ni 1958 yılında canlandırarak yeniden kuruluşunu sağlamıştır.

Yıl 1964-1965 Tercan İzmir Demir İşleri derneği ve aynı zamanda İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Dernekleri Birliği Başkanı.
Bu yıllar Türkiye’mizde imalat sanayinin başlangıç yıllarıdır. Daha önceleri piyasalar meslek kollarına yetişmiş eleman bulmakta zorluk çekmekteydi. Bunlardan biri frezecilikti. İzmir iş hayatı yetişkin eleman bulmakta zorlanıyor ve imalat dalında önemli rol oynayan frezeci dalında yetişmiş usta bulunamıyordu. Tercan bu boşluğu doldurmak için o tarihlerde Mithat Paşa Sanat Okulunun Müdürü olan Kemal Botsalı ile temas kurarak şu dilekte bulunmuş; “Hocam piyasalarda frezeci sıkıntısı çekilmekte. İzniniz olursa sanat okulunuzda ders saatleri bitiminde ben kursiyerleri getirerek okulun takım ve tezgah imkanlarından istifadeyle ilgili meslek dalı hocalarımızdan bu kursiyerlere mesleki ders vererek piyasanın bu ihtiyacını karşılamak istiyorum.” Der. Okul Müdürü Botsalı mesai dışı hocalara bir ücret ödemek gerektiğini söyler, Tercan bunun üzerine bu bedelleri ödeyeceklerini ifade eder. Tercan bu bütçe için devrin Halk Bankası Krediler Genel Müdüründen 30 bin lira sağlamış 20 bin lirada kısmen Birlik imkanlarından kısmen de kendi imkanlarından tamamlayarak 50 bin liralık bütçeye kavuşmuştur. Bu bütçe ile işe koyulan Tercan sanat okulunda akşamları frezecilik kursları verilmeye başlamış sonuçta 5 adet frezeci yetişmiştir. Ayrıca o güne kadar İzmir Mobilya piyasasının yabancısı olduğu polyester için 70 saatlik kursun sonucunda polyesterin tekniğini, teknolojisini ve kullanımını kursiyerlere öğreterek mobilyacılar tarafından kullanılan polyesterin piyasada yaygınlaşmasını sağlamıştır. Bu çalışmaların sonrasında meslek odalarına empoze etmiş ve böylece bugünkü ustalık-kalfalık-çıraklık sisteminin temelini atmıştır. Daha sonra bu sistemi parlamenter olarak kürsülerde de savunmuştur.