Çok yönlü bir kişilik olan Cemal Tercan Türk siyasi hayatında da önemli bir yere sahiptir.

Cemal Tercan esnaf ve sanatkarların mağduriyetlerinin giderilmesi ve gelişmelerinin sağlanması için önce Belediye sonra Vilayet Meclisi sonra da TBMM ne dayalı olmak zorunluluğunu görmüş, bunun için sırasıyla kendisi hiçbir belediye meclisine girmemek üzere İl ve kazaları organize ederek esnaf teşkilatından temsilcilerin girmesini organize etmiş ve başarılı olmuştur. Vilayet Meclisine gireceklerin ise esnaf sanatkâr olmalarını sağlamıştır. Tabi bu işler ikna ve organizasyon işleridir.

Tercan bu işleri yaparken bir siyasi partinin faal üyesi değilmiş. Sıra TBMM'ne gelmiş. Kendisine en yakın siyasi partinin Adalet Partisi olduğunu görmüş ve Adalet partisi ile ilgilenmeye başlamıştır.

Parlamentoya kendisinin gitmesinin gerektiğine inanmış ve çalışmalarına başlamıştır.

O yıllarda anayasa hem teşkilatta hem de siyasi bir partide görev almasına engel değildi.

13. dönem parlamento seçimleri için milletvekili adayı olmak delege seçimi ile mümkündü. Tercan teşkilatı tanımamasına rağmen adaylığını koymuş, 13. Dönemde yapılan delege yoklamalarında çıkan sıralamada 10. olmuş, bu durum toplumda şaşkınlık yaratmıştır. Devrin Genel Başkanı Rahmetli Süleyman Demirel alışılmışın dışında 2 kontenjan koyarak aday listesin de Cemal Tercan’ı 12 ye çıkarmıştır. Seçim sonunda ise Adalet Partisi 11 milletvekili çıkarmış Cemal Tercan 12. Sırada dışarıda kalmıştır.

1973 yılında Cemal Tercan ciddi şekilde hazırlanarak 4 milletvekili adayını arkasına almış 5’ler rüzgârı adıyla herkese ve her şeye rağmen Meclis’e girmeyi başarmıştır.

Cemal Tercan 1973 yılında ilk defa milletvekili seçilmiş ve 1980 ihtilaline kadar 14. ve 15. Dönem İzmir milletvekili olarak Adalet Partisi’nden Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bulunmuştur. İhtilalin ardından 10 yıllık ceza alanlar arasına katıldı. İhtilalde bir süre evinde göz hapsinde tutuldu. Siyasi yasaklar kalkınca yeniden siyasete girdi. Bu kez Anavatan Partisinden 19. Dönem milletvekili olarak 1991 yılında parlamentodaydı.

19. dönem İzmir Milletvekilliği yaptığı süre içinde Meclis’te “Esnaf ve Sanatkarların sorunlarını araştırmak ve çözüm önerileri bulmak” amacıyla bir komisyon kurulu için Meclis Başkanlığı’na verdiği önerge kabul edilerek Mecliste bulunan tüm siyasi partilerin temsilcilerinden oluşan 15 milletvekiliyle bir komisyon kurulmuş ve Cemal Tercan bu komisyonun Başkanlığına seçilmiştir.

Bu komisyonun çalışma süresinde esnaf ve sanatkarların sorunları enine boyuna araştırılıp değerlendirildikten sonra Tercan komisyon raporunda sorunların altını çizerek gerçekçi çözüm önerilerini Genel Kurula sunarak Meclis’in dikkatini çekmiş ve Yüce Meclis onayı ile kabul edilmiştir.

Tercan parlamenter olarak başlangıçtan beri ideali olan esnaf sanatkarların teorik ve pratik kabiliyetlerinin gelişmesinin Ustalık-Kalfalık-Çıraklık olabileceğini her zaman dile getirmiş ve bu amacı nihayet yasal teminata ulaştırarak 3308 sayılı Ustalık-Kalfalık-Çıraklık kanunu çıkarmıştır.

Ayrıca elektrikçilerin büyük ihtiyacı olan imar kanununun ilgili maddesindeki değişikliği sağlayarak elektrikçilerin hak ettikleri seviye de imza yetkisine sahip olmalarını sağlamıştır.

1990 ‘lı yıllarda Dernekler kanununu kökten değiştiren ve esnaf teşkilatına kamu kurumu niteliğini kazandıran 507 sayılı yasanın çıkmasını sağlayan Cemal Tercan bu kanun vasıtası ile esnaf teşkilatına şahsiyet kazandırmış ve yine bu kanunla esnaf sicilinin çıkışıyla kayıt, eğitim, vb. önşartların mecburi olmasını sağlamıştır. Böylece esnaf ve sanatkarlar teşkilatlarının bu kanunla adı kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları olmuştur.

Yine bu kanunla esnaf ve sanatkarların tarife ile çalışanları için tarife yetkilerinin mahalli idarelerden alınarak esnaf teşkilatına verilmesi gibi fevkalade ileri bir adımın atılmasının gerçekleşmesini sağlamıştır.

Tercan milletvekili iken bir önemli olayda bütçe kanunu ile Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu’na İşletmeler Üstü Eğitim Merkezi yapımında kullanılmak üzere ilk olarak 500 bin, sonra 1 milyon ayrıca yıllar içinde her yıl bütçeye bugün bir çok Avrupa ülkesinde özellikle Almanya’da son derece faydalı olan ustalık-kalfalık-çıraklık sisteminin en son halkası olan İşletmeler Üstü Eğitim Merkezi Tesisleri yapmak üzere ödenek koyulmasını sağlamıştır.

Bunlar muntazam olarak TESK'e ödenmiş ama istenilen hedefe ulaşılıp ulaşılmadığı konusu Tercan’dan sonraki yöneticilerin bildiği bir durumdur.

Ayrıca Cemal Tercan Genel Başkanlığı döneminde Ankara’da Atatürk Bulvarı üzerinde TBMM giriş kapısı karşısında bulunan köşede Konfederasyona Türk esnaf ve sanatkarlarına yakışır bir hizmet binasına sahip olmalarını gerçekleştirmiştir. Bugün Meclis’e bakan bu binanın alımında en büyük desteği rahmetli Turgut Özal vermiştir.

Tercan ayrıca Avrupa fonlarından bir proje alımını sağlamıştır (bu proje çevre sağlığı projesi). Fon bu projeyi verirken şart olarak da sadece Türkiye değil beraberinde Tunus-Almanya ve Türkiye’nin olma şartını koymuştur. Tercan Avrupa Fonu ile her türlü prosedürü ikmal etmiş İzmir’de de projenin gerçekleşmesi için gerekli işlemleri hazırlamış projenin start safhasında idareden ayrılırken yeni idareye bu projeyi teslim etmiştir. Maalesef yeni idareciler her şeyde olduğu gibi bu projeye sahip çıkmamıştır. Memleketimiz son derece faydalı bu projenin nimetlerinden mahrum bırakılmıştır.

Esnafa yaptıkları saymakla bitmez…

Cemal Tercan ismi Türk esnafında bir efsane olmuştur. Esnaf onun gerek başkanlıkları gerek siyasetteki yıllarında pek çok kazanım elde etmiştir.

Cemal Tercan’ın Türk esnaf teşkilatının bugünkü seviyeye çıkmasındaki emeği, katkısı ve yaptıkları hiçbir zaman inkar edilemeyecektir.

Gerek İzmir’de gerek Türkiye’de esnafın tüm kazanımlarının ardında mutlaka Cemal Tercan’ın imzası vardır.

Cemal Tercan, esnafın kooperatifleşmesinin de öncüsüdür. 1958 yılında ilk olarak şu anda 47 tane olan Kefalet Kooperatiflerinin 42 tanesini kurmuştur.

Ayrıca tüm Esnaf ve Sanatkarlar Kefalet Kooperatiflerini Bölge Birliği altında toplanmasına öncülük etmiştir.

Cemal Tercan esnaf ve sanatkarların ihtiyacı olan 3 önemli noktayı hedef belirlemiştir.

Tercan için bu 3 hedeflerden ilki esnaf ve sanatkarın öncelikli olarak çalıştığı işyerinin kendisine ait olması diğeri oturduğu evin sahibi olması sonuncusu da sosyal güvencesidir.

Bunun için Tercan Türkiye’de ilk defa 1958 yılında var olan işyeri yapı kooperatifini canlandırmış, Halkapınar’daki 1. Sanayi sitesinin bulunduğu o çok büyük bataklık olan alana rahmetli dönemin Başbakan’ı Adnan Menderes’i getirerek bu alanın doldurulmasını kendisinden rica etmiş Adnan Menderes’te Hacılarkırığı’nda bulunan askeriyeden çıkan molozların buraya sevk edilerek bedelsiz olarak doldurulması talimatı vermiş ve Tercan böylece kooperatif üyelerine maliyetin artmasına engel olmuştur. Tercan Sanayi Sitesini kurmuş esnaf ve sanatkarların hayallerinde yaşattıkları işyerlerinin tapularını sahiplerine vermiştir. Bu arada 1.sanayi sitesinde sosyal tesisleri projelendirmiş ve gerçekleştirmiştir. (İzmir demirciler odasının bulunduğu binada)

Ardından 2. sanayi sitesi, 3. sanayi sitesi, 5. sanayi sitesi ve Kısıkköy’de bulunan Metal İşleri ve Marangozlar Sanayi Sitesinin oluşumunda öncü rol oynamış bu sitelerin gerçekleşmesi için projesinden itibaren Bakanlıkla olan ilişkilerinde ki bütün sorunlarıyla yakından ilgilenmiş ve tamamen çözerek bu sitelerin oluşmasında öncü rol oynamıştır.

Yine 1. Sanayi sitesinin içinde bulunan bugünkü Demir İşleri Odasına ait olan sosyal tesis binasının temellerini 1975 yılında devrin Başbakanı olan rahmetli Süleyman DEMİREL’in atmasını sağlamıştır.

İlerleyen yıllarda siteyi şahsi gayretleriyle tamamlamış ve bugün sitede bulunan sosyal tesisler binasını da hiç kimseye yük olmadan ve dernek kasasından da tek kuruş harcatmadan tamamlamıştır.

Bunlardan sonra ilçelere yönelmiş Bergama Sanayi Sitesinin gerçekleşmesini sağlamıştır.

Bunun dışında sanayi sitesi olgusunu (Konfederasyonda ki görevi süresinde) bütün Türkiye’ye yaymış ve çoğunun oluşumunda Bakanlık nezdinde gerekli uğraşıları vermiş yurt çapında ki tüm sitelerin oluşumunda yapıcı rolünün huzurunu yaşamaktadır.

İkinci hedef nokta olan esnaf ve sanatkarların mesken sorununa el atmış ve Türkiye’de ilk olan İZMİR ESNAF KÖYLERİ adı altında kurduğu kooperatifle önce İzmir-Üçkuyular Esentepe’de 500 adet konut yaparak çok ucuz imkanlara esnaf ve sanatkarlara tapularını dağıtmış, ardından Bergama’da 100 tane bahçeli ev, daha da ardından Ödemiş’te bugün BAĞKUR EVLERİ adıyla anılan evlerin arsasını mal sahibi olan Ödemiş’li Tahir Çaylı’dan pazarlık ederek bedeli karşılığında kaporayı kendi cebinden ödemiş, bilahare yapımı için kurulan kooperatife bu arsayı verdiği kaporayı geri almadan devir etmiştir. Kooperatifin oluşmasından sonra temelinin atılmasında bizzat bulunmuş Bağkur dan kredilendirmesi hususunda gayretlerini esirgememiştir.

Ayrıca İzmir’imizin Çeşme İlçesinde kurduğu ESDİNBEL TERCAN SİTESİ adlı kuruluşla 230 un üzerinde esnaf ve sanatkarların yazlık sahibi olmasını sağlamış ve bu çalışmasını örnekleyerek Türk esnaf ve sanatkarlarını bu yolda çalışmalara teşvik etmiştir. Tercan’ın üçüncü hedef nokta olan esnaf ve sanatkarların sosyal güvenlik konusunu ele almış ve 1969-1970 yılları arasında esnaf ve sanatkarların sosyal güvenliğe kavuşmasının şart olduğunu ileri sürerek bu konuya ilişkin alt yapı çalışmalarını olgunlaştırmak üzere Yüksek Okul ve Üniversitelerle İşbirliği yaparak seminerler düzenlemiş ve BAĞKUR yasasının temelini atmıştır. Tercan düzenlenen seminer ve panellerde şöyle demiştir; “esnaf ve sanatkarlarımıza sosyal teminat verilmezse taşlar yerinden oynar ve bu durumdan ülkemiz çok rahatsız olur.”

Tercan bu çalışmalarını Türkiye’de ki tüm esnaf ve sanatkarlar için yaymış, bu amacın gerçekleşmesi için ciddi bir şuur oluşturmuş, sonra da düşüncelerini yasal zeminlere taşıyarak bu konuda ki bir tasarının oluşmasını sağlamış. Ve o tarihte nur içinde yatsın Bursa Teşkilatının başında ve esnaf teşkilatının ilk Meclise giden milletvekili olan KASIM ÖNADIM’a bu düşünceyi kabullendirmiş yasallaşması için parlamentoya taşımasını sağlamıştır. Rahmetli ÖNADIM’ın bu yasanın çıkarılmasında candan gayretleri olduğu gibi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ali Naili ERDEM’in de hükümet adına bu kanunun geçmesi için şayanı gayretleri ile Türk esnaf sanatkarlarına ve serbest çalışanlara dünyada bir örneği olmayan BAĞKUR yasasının çıkması gerçekleşmiştir.

Kahvehane köşelerinde, merdiven altında ya da yöneticilerin işyerlerinde faaliyet gösteren esnaf teşkilatının rahat ve güvenli çalışabilecekleri mekanlara kavuşmasını sağlamış. Örneğin;
Tire’de ki esnafların huzurla çalışabilecekleri Tire’de Esnaf Sarayını dönemin Belediye Başkanı ve Esnaf san. Kefalet Kredi Koop. Başkanın da yardımlarıyla Tire’de ki bütün esnaf odalarını sağlıklı bir çalışma mekanına kavuşmuştur.
Ödemişte, Bergama’da bu amaçlı faaliyetlerini sürdürdüğü gibi diğer ilçelerde de özellikle de Merkezde ki odalara da sağlıklı çalışma ortamları sağlamıştır.
İzmir Birliği’nin yıllarca hizmet verdiği Halit Ziya Bulvarında’ ki 7 katlı ESNAF SARAYINI İzmir esnaf teşkilatına hiç yük olmadan haricen temin ettiği imkanlara, kendi şahsi işyeri desteğini de koyarak İzmir Esnaf ve sanatkarına bir hizmet abidesi olarak dikmiştir.(1962)
Ayrıca Birliğin şu an bulunduğu Şehit Fethi Bey Bulvarında ki BİRLİK PLAZA binasını da yine 7 milyar lira gibi sembolik bir bedelle ikinci kez abide olarak İzmirli esnaf ve sanatkarların hizmetine sunmuştur.

• 2. İKTİSAT KONGRESİ


Kurtuluş savaşından sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekleştirdiği 1. İktisat kongresinden sonra 1981 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ulusu’nun samimi gayretleri ve yine Başbakan yardımcısı Turgut Özal’ın unutulmaz gayretleri ve öngörüleriyle Türkiye 2. İktisat Kongresinin İzmir’de toplanmasına karar vermişlerdir. Kongrenin yapılacağı salon, komisyonların çalışma alanları ve salonun genel dekorasyonun yapılması görevi dönemin İzmir Valisi Hüseyin Öğütçen’e verilmişti. Hüseyin Öğütçen’de İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanı Cemal Tercan’dan yardım istemiş, Cemal Tercan’da kongrenin yapılacağı kapalı spor salonunun çelik konstrüksiyonlarını çuvallarla kaplayıp salonun bütününde dekorasyonu İzmir’e yakışır şekilde tamamlamıştır. Kongreye Türkiye’nin çeşitli kesimlerinden temsilciler ile TESK’nu temsilen İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği katılmıştır. Türk Esnaf sanatkarları adına Tercan Türk esnaf ve sanatkarlarının sorunlarını ve hedeflerini içeren geniş çaplı raporu sunmuş, kongre boyunca komisyon çalışmalarına iştirak ederek raporundaki görüşleri her komisyon çalışmasına intikal ettirmiştir. Bu rapor 2. İktisat Kongresi tutanaklarına geçirilmiştir. İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği’nde ki görev süresi içerisinde esnaf ve sanatkarları bir bütün olarak ele alan Tercan’ın günlük çalışmaların düzenlenmesi, sosyal yaşantının güvenceye kavuşması için yaptığı çalışmaların ötesinde esnaf ve sanatkarların geleceğine yönelik çalışmalarından başlıcalarını şöyle sıralamak mümkün;

• BUCA’DA METEM TESİSİ


METEM TESİSİ ne demektir? Ustalık-Kalfalık-çıraklık mertebelerini aşan her bir sanatkarın iş hayatına atılmadan önce mesleği ile ilgili gelişen teknik ve teknolojik bilgilerden kısa süreli eğitim verilen ana tesislerdir. Türkiye’de ilk defa uygulamaya konmasını ve devlet bütçesinden alınan para yardımları ile yapımı sağlanılan bu projeyi TERCAN Türkiye’ye kazandırdığı gibi İzmir’de de yapımını sağlamış idi. Cemal TERCAN’dan sonra ki yönetimler kıymet bilememiş, amacına uygun sonuca varılamadığı gibi akıbetleri bilinmemektedir. İşletmeler Üstü Eğitim Merkezi için bütçeden hibeler aktarıldığı gibi Devletten de ayrıca eğitim için TESK’na amaca yönelik çalışmalar için verdiği talimatlarla güçlü bir bütçe oluşmuş ancak o tarihte ki TESK yöneticileri bu paralarla amacına yönelik Türk esnaf ve sanatkarlarının hizmetine sunulmamıştır. Ne olmuştur? Ne yapılmıştır? Bu sorulara kimse cevap aramamıştır.

• İHTİSAS FUARLARI


Tercan Birlik Başkanlığı döneminde esnaf ve sanatkarların bugünlerine olduğu gibi geleceklerine de büyük katkılar sağlayacağına inandığı teşebbüslerden biri de ihtisas fuarları olmuştur.

Fuarlar “alan ile satanı” bir araya getirdiği gibi yer yüzünde ki gelişmeleri, modelleri ve teknolojik ürünleri de buluşturan mekanlardır. Tercan bunun içinde Gaziemir İlçesinin Sarnıç beldesinde fevkalade müsait 112 bin m² lik alanı Milli Emlak’tan 29 yıllığına kiralamıştır. Fuarla ilgili projelerin hazırlık aşamasında Tercan görevden ayrılmıştır. Ve bu projede bilinmezliklere itilmiştir. 112 bin m² olan bu fuar alanı amacına uygun şekilde kullanılmamış maalesef parça parça edilerek değerinin çok altında bedellere satılmıştır. Hiç kimsede parça parça ederek satanlardan “ne oldu fuar alanımız” demeden unutulmazlara terk edilmiştir.

• UYGULAMALI EĞİTİM OTELİ


Cemal Tercan Büyükşehir Belediyesinden 49 yıllığına Buca Kaynaklar’da büyük bir alan içerisinde ki Oteli kiralayarak burayı Eğitim verecek şekilde (Sınıflar, spor tesisleri, Laboratuarlar vb.) düzenlemiş bunun yanı sıra İzmir esnaf ve sanatkarlarının ailelerinin de hizmetine sokmuştur. Ancak Tercan’dan sonra bu tesislerde hiçbir eğitim yapılmadığı gibi kutsal amacının dışında kullanılması TERCAN’ın üzüntüsü olmaktadır.

• UNLU MAMÜLLER ENSTİTÜSÜ


Bugün dahi sıkıntısı ve münakaşası sürdürülen ekmek israfının kaynağında bilgisizlik ve bilinçsizlik yatmaktadır. Köklü çare Avrupa’da olduğu gibi Unlu Mamuller bilincine sahip olmak ve yasayla unlu mamuller enstitüsünü kurmaktan geçer demiş ve bu olaya el atarak yine Buca METEM TESİSi içerisinde kurduğu UNLU MAMULLER ENSTİTÜSÜ PROJESİ ni ki, Türkiye’de ilk defa bu enstitüyü kurarak Avrupa’dan bu konuda en ileri ve uzman olan Fransa’ nın Unlu Mamuller Enstitüsü Direktörü ile Enstitü Müdürünü İzmir’e davet etmiştir.

Konuyla ilgisi olan İzmir Pastacılar Odası Başkanı Hamdi Yapıcı ile o tarihte ki İzmir Fırıncılar Odası Başkanı Fikri Sırtı’yı da bu olayın içine sokmuş. Ve bundan sonra her iki Oda Başkanını Fransız meslektaşları ile tanıştırarak kurulacak bu enstitü sonucunda Türkiye’de Avrupa standartlarında unlu mamuller üretilerek çağdaş bir adım atılacağı ifade edilmiştir. Fransızların da takdirlerini kazanan bu tesis ve bu proje maalesef TERCAN’dan sonra yok edilmiştir. Ancak milyonlar harcanarak Tercan’ın meydana getirdiği bu enstitüsünün eğitim araçları (fırın, teknolojik cihazlar) o dönemin Birlik Başkanı Mehmet Ali Susam ile şimdiki İzmir Fırıncılar Odası Başkanı Necdet Durmuş’a teslim edilmiştir.

•HASTANE


Tercan yine Büyükşehir Belediyesinden tam teşekküllü yeni yapılmış mevcut bir hastaneyi Esnaf Birliği ve Kefalet Koop. Bölge Birliği ile ortaklaşa İzmir esnaf teşkilatına kazandırdı. Hastanenin kapısına ESNAF HASTANESİ yazan levhalar asılarak açılışını sağladı. Tercan’dan sonra bu hastanenin de ne adı ne sanı duyuldu. Tercan’dan sonra Birlik Başkanı Mehmet Ali Susam bu hastaneyi devrin Belediye Başkanına iade etmiş böylece esnaf ve sanatkarlarımız özel kazanımı olan bu hastaneden mahrum edilmiştir.

Tercan sadece İzmir’de değil Tüm Türkiye’de esnaf için önemli kazanımlar elde emiş ve bu konuda çalışmalar yapmış bir isimdir. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu’n da uzun yıllar 2. Başkan olarak görev yaptı. Ancak bu görev süresinde çoğunluğa dayalı kısır görüşler nedeniyle arzu ettiği hizmetleri verememenin hep sıkıntılarını yaşadı. Yine de Tercan hamleci davranışlarına takılan her türlü çelmeye rağmen bulduğu fırsatları değerlendirerek esnaf ve sanatkarların sorunlarını daha bilinçli, daha çağdaş bir biçime kavuşturmak için üniversitelerle, bilge topluluklarla bölgelerde ve merkezde paneller, sempozyumlar düzenleme imkanlarını yaratmış esnaf ve sanatkarların sorunlarını ilgililer ve kamuoyu huzurunda bilinen ve ilgi odağı haline gelmesi için uğraşılar vermiştir.

Burada ki temel düşüncesi “Esnaf ve sanatkarların sorunlarıyla alakalı tezlerle antitezleri buluşturarak ortaya çıkan doğru sentezlerden yola çıkarak çalışma programları düzenlemektir.” Sorunların bürokrasi yoluyla halledilecek kısımları ile yasalarla düzenlenmesi gelen hususları birbirinden ayırarak ve bu doğrularla kendine çalışmaları için yol haritaları olmuştur.

Bu konuda ki çalışmalara örnek olarak;

• KREDİ GARANTİ FONU


Hazırlığında ve yasallaşmasında sonuç alıcı emekleri olmuştur.

• TESK-AR


Almanlarla müştereken TESK-AR ı bizzat kurmuş, Almanlardan sağladığı teknik-teknolojik ve bilimsel desteklerle bu kuruluş marifetiyle pek çok sorunun çözülmesini sağlamıştır.

• 507 SAYILI YASA


507 sayılı esnaf ve sanatkarlar kanununun parlamentodan geçmesini sağlamıştır. Bu yasanın çıkması sonucunda;

a) Esnaf ve sanatkarlar Teşkilatı Kamu Kurumu niteliğinde meslek teşkilatı unvanını kavuşmuştur.
b) Esnaf Sicili ve Sicil Gazetesini müeyyide altına almıştır.
c) Tarife ile çalışan bütün meslek odalarının tarifelerinin esnaf teşkilatınca tespit edilerek yürürlülüğe konması mümkün olmuştur.
d) Esnaf ve Sanatkarlar Oda, Birlik, Federasyon ve Konfederasyon Yöneticilerine silah taşıma ruhsatı verilmiştir.
e) Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Yöneticilerine itibar kazandırmış, İlçeler de ve İzmir’de haklı yerleri alması hususu olan Vilayet protokolüne girmeleri sağlanmıştır.
f) Esnaf Teşkilatında mesleki eğitimin giderlerine kaynak sağlanmıştır.
g) Kamu kurumu niteliği kazanan odalarımıza hizmet araçlarına resmi plaka takmalarını sağlanmıştır. Çünkü teşkilat kamu murumu niteliğindeki meslek kuruluşlarıdır.

Ve buna benzer esnaf teşkilatının üyelerine hizmet dışında ki idari ve yasal tıkanıklıklar bertaraf edilmiştir.

• 3308 sayılı USTALIK-KALFALIK-ÇIRAKLIK KANUNU


Ustalık-Kalfalık-Çıraklık kanunun Meclisten çıkmasını sağlamış, ayrıca bu kanuna bağlı işyerlerinde çalışan çırakların sağlık primlerinin devlet tarafından ödenmesini gerçekleştirmiştir.

Çok yönlü bir insan…

Cemal Tercan, sadece esnaf değil toplumun her kesimiyle de yakından ilgili bir isimdir. İzmir de çocuk ıslah evlerinde bulunan çocukların cezaevinde bulundukları süre içinde meslek sahibi olmaları için "topluma kazandırma projesini" başlatmış, dönemin ıslahevi savcısı ile işbirliği yaparak Tercan’ın talimatıyla ayakkabıcılar, marangozlar ve kuaförler-berberler derneğinin yöneticileri ile birlikte ıslahevine malzeme temini yapmış ve dernek yöneticileri ıslahevinde ki çocuklara öğretmenlik yaparak meslek sahibi olmalarını sağlamıştır. Ve bir süre sonra İzmir fuarında bir stant kiralayarak burada çocukların yapmış olduğu ürünleri teşhir edilmesini sağlamıştır. Tercan İstanbul’da Gazetecilik okulunda okurken 4 arkadaşı ile bir binanın tek odasını kiracı olarak paylaşmış, İstanbul’daki öğrencilik yaşamını bu tek odalı yerde sürdürmüştür. Bu odada yaşadıklarından esinlenerek “Bizim Oda” adlı tiyatro oyunu yazmış ve bunu İzmir’de sahneye koymuş yazarı, rejisörü ve oyuncusu olmuştur. Kazandığı paralarla İstanbul’da 1 yıllık harcamasını karşılamıştır. Ve yine ilerleyen dönemde Konfederasyon Genel Başkan vekilliği döneminde hükümet ile ihtilafa düşmüş o dönemin Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit iken kontak kapama, kepenk indirme kararını uygulamışlar ve bu süreçte yaşadığı olayları da “En Uzun 6 Gün” adlı bir kitapçıkta toplamıştır. Tercan bu kitapçığın gelirlerini de “Topluma Kazandırma Projesi” ne hibe etmiştir.

Tercan Mithatpaşa Sanat Okulunun 4. ve 5. Yılları içerisinde o zaman ki anlayışıyla hiçbir yasal dayanağı olmayan kağıt üzerinde kooperatif kurmuş bu kooperatifle öğrenci arkadaşlarından ayda 25 kuruş toplayarak biriken paralarla mezuniyet sonrası işyerleri açarak buralarda kooperatif üyelerinin kendilerinin sorumlu olacağı yanlarında da mutlaka kooperatif üyelerini çalıştıracakları şartını getirmiştir. Bilahare işyerlerini çoğaltacak anlamını bilmemekle beraber holding yapısına ulaşmayı hedefleyen uygulamayı başlatmıştır. Ayda 25 er kuruş veren öğrenciler projeyi ailelerine anlatmış iş büyümüş. Ailelerde konuyu atölye hocalarına duyurunca hocalarda cazip buldukları bu projeden etkilenmiş bir gün sınıfta demir işleri dersi hocası Mustafa Atalay Tercan’a şöyle seslenmişti; “Tercan sizin bu projeyi beğendim biz öğretmenleri de içine alır mısın?” demiş.

Tercan;
“Arkadaşlarla bir konuşayım” demiş. Ertesi günü arkadaşlarına “bu projeyi derhal dağıtalım. Öğretmenler de projeye dahil olmak istiyor şayet olurlarsa hesap kitap sorulacak. Bizim verilecek hesap kitabımız yok ki.” Diyerek projeyi durdurmuş. Bu girişimi hayatı boyunca her olumlu safhada kendisine güven kaynağı ve büyük bir destek olmuş. Tercan bugün hiçbir meslek kuruluşunda görevli değildir. Ancak ilgisini ve irtibatını kurduğu çalışma ofisinden halen sürdürmektedir. Tercan Türk esnaf ve sanatkarlarının her türlü hizmete çokça layık olduğu kanaatindedir. Türk esnaf sanatkarları hatırşinastır, vefalıdır, kadirşinastır.

Tercan diyor ki;
“Bugün 81 ilde çalacak kapım beni kucaklayan vefakar esnaf ve sanatkarlarımız var. O zaman ben dünyanın en zengin adamıyım.”